28 Ağustos 2011 Pazar

Değişim

"İnsan 7'sinde ne ise, 70'inde de o'dur."

Ne kadar güzel ve doğru bir atasözüdür bu. Ama bu atasözündeki kasıt, insanın karakteristik özellikleridir. Şöyle bir kendimize, çevremize bakıp ele aldığımızda hemen onaylarız zaten bu atasözünü.

-İnatçı
-Huysuz
-Yumuşak huylı
-Obur
-İştahsız
-Dik kafalı
-Tutumlu
-Savurgan
-Bencil
-Sencil
...

İnsan 7'sinde bu özelliklerden hangisine sahipse, 70'ine kadar bu özelliklerin sınırlarında yaşayıp gidiyor hayatını.

İyi güzel anladık, karakter hep aynı, hep bizimle. Ama bu insan denen şey, her saniye herbişeyin değişip yerinden oynadığı bu dünyada nasıl ayakta kalıyor?

Ayakta kalıyor...Çünkü değişiyor...

Çünkü öğreniyor...her gün yeni bir şey öğreniyor...değişiyor.
Deneyimliyor...her gün yeni bir şey deneyimliyor...tekrar öğreniyor.
Ve her deneyimden sonra başka bir insan oluyor. Bazı deneyimler olgunlaştırıyor, bazı deneyimler çocuklaştırıyor mesela. Her istediğinin yapıldığı, el bebek gül bebek misali şımartılan bir ilişkiyi deneyimleyen kadın veya erkek her kimse, biraz da şımartılmanın etkisiyle çocuklaşıyor. Bir çocuk ne kadar bilinçsizse, o kadar bilincini kaybedebiliyor. Veya tamtersi, bir ilişkide sürekli verici rolünü oynayan bir kadın veya erkek, gün geçtikçe daha da kaybediyor çocukluğunu, olgun, ağır bir insan oluyor. Hatta bazen arkadaşlara karşı da aynı roller benimseniyor. Kimisi şımarık bir rol benimsiyor, hep kendi beklentilerinin olmasını isteyen; kimisi verici rolü benimsiyor, hep vermesi gereken, koşması gereken. Bunlara bağlı olarak insan yine değiişiyor. Zaman içerisinde, insanlara nasıl davranması gerektiğini öğreniyor, ya da öğrenmeye çalışıyor en azından. Öğrendikçe değişiyor.

Ya da bir gün bir bakıyor,  saçmasapan bir hastalık musallat oluyor. O güne kadar yorulmak nedir bilmeyen bir insan belki. Ama artık yoruluyor. Hem de çok yoruluyor. Eskiden sürekli koşuşturan biriyken, artık bol bol dinlenmesi gerekiyor. Dinlendiği süreçte düşünüyor, okuyor, izliyor, öğreniyor. Çevresine bakıyor, kim var kim yok. Kim yanında, kim değil. Yanında olanlara da olmayanlara da tutumu değişiyor. En önemlisi hayata karşı tutumu değişiyor. Kendine karşı tutumu değişiyor. Adeta yönü değişiyor. Eskiden olduğu gibi yine inatçı belki, yine obur, yine tezcanlı belki. Ama bu karakter özelliklerinin hepsini, artık başka bir yöne taşıdığı hayatında yaşıyor. Belki de bambaşka yerlerde, bambaşka insanlarla. Sınırı yok değişimin.

Bir anlık kararla insanlar okullarını, mesleklerini bırakıp bambaşka yönlerde yürümeye başlıyor. Bazen içlerinden gelen çok büyük bir istek bunu yaptırıyor, bazen de yaptıkları şeye duydukları nefret, yaşadıkları sıkıntılar canlarına tak etme noktasına getirip bunu yaptırıyor. Sonuçta bambaşka bir hayat başlıyor.

Dünya dönüyor, dünya değişiyor, renkler değişiyor, çevre değişiyor, koşullar değişiyor, zevkler değişiyor, alışkanlıklar değişiyor, tutumlar değişiyor, beklentiler değişiyor, arzular değişiyor, hayaller değişiyor...herşey değişiyor. Dilerim ki güzel bir dünya yaşansın ve güzel değişimler yaşansın...


5 yorum:

  1. Evet çok doğru tesbitler. Bu dediğiniz durumu yıllarca görmediğim insanlarla bir mezunlar toplantısında karşılaşınca çok net gördüm. Üstelik onlarla iki gün boyunca bir tura katılınca gördüm ki, aradan geçen 30 yıla rağmen ''insan 7'sinde neyse 70'inde de odur!! dedirten gözlemler...Koşullar, yaşam standartları, fiziksel durum vs değişmiş değişmesine ama insanlar özünde neyse aynı kalmışlar. Sevecen, yumuşak huylu, paylaşımcılar yine aynı, duygusallar yine duygusal, ben merkezciler yine ilgi peşinde, dedikoducu ve kıskanç olanlar da en ufak bir olgunlaşma yok. Yine eleştirel gözlerle sağda solda gözleri. Bunu gördüm hayretle..

    YanıtlaSil
  2. aslında değişimlerin insanlık için iyi yönde olup olmadığını sorgulamak lazım. her değişim iyi midir? bireysel açıdan belki, ama toplumsal açıdan (ben de toplumcu bi insan olduğumdan hemen o açıdan baktım) her değişim faydalı olamıyor maalesef...

    YanıtlaSil
  3. @begonvilli ev, zaten yıllardır bağların koptuğu insanlarla yıllar sonra bir gün toplaşıldığı vakit şaşırıp kalıyor insan, nasıl kaçacağını şaşırıyor hatta bazen.

    @lacrymosa, her zamanki gibi süper tespit. En önemli şey de bu zaten. Değişim olumlu yönde olduğu vakit hayatımız, ruhumuz da olumlu yönde ilerliyor bunu hissediyoruz. Tam tersi, değişim olumsuz yönde olduğu zaman da hayatımızın daha kötü bir yönde ilerlediğini, gerek huzursuzluk gerek başka şekillerle anlıyoruz. Kesinlikle her değişim faydalı olamıyor. Kişinin, kişilerin ve buna bağlı olarak dünyanın ne yönde değiştiği önemli olan...

    YanıtlaSil
  4. Zaman bedeni değiştiriyor elbet ama ruha ,o derinliğe dokunamadan son buluyor ! Saptamalarına sonuna dek katılıyorum ve yazılarını okumaktan büyük keyif aldım.

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkürler Colette, sevgiler ;)

    YanıtlaSil