19 Ekim 2010 Salı

İSMİNİZ NEYDİ?

Bugün güzel dostumla sohbetimiz sırasında bir şey dikkatimizi çekti, detaylı bir şekilde irdelemeden duramadım.

Daha doğmadan aylar önce annemiz babamız başlıyor düşünmeye, kimileri kitaplar alıyor, listeler yapıyor, kuralar çekiyor, olmuyor karar verilemiyor tekrar kuralar çekiliyor, günümüz teknolojisinde tabiki bir de internetten araştırılıyor. Velhasıl doğacak bir çocuğun ismi, doğmadan önce ailesinin her gün 24 saatini meşgul ediyor. Saatler, günler, aylar süren bu düşünüp taşınmaların sonucunda bir isimde karar kılınıyor ve bir insan hayatı boyunca o ismi kullanıyor.

Koskoca bir ömür dile kolay...

Koskoca bir ömür, bir ismi taşıyoruz.

İsim deyip geçiyoruz. Fakat önemsiz bir şey olsa, bu kadar meşakkatli bir süreçten geçilmezdi isimlerimize karar verilmeden önce.

İnsanlar isimleriyle birlikte büyüyor, isimleriyle bütün oluyor, her yerde o isimle tanınıyor, bu dünyadan göçtükten sonra bile o isimlerle anılıyor.

Ben inanıyorum ki, bu isimlerimizin tek fonksiyonu, sadece kimlik kargaşasını önlemek değil. Öyle olsa, kalem, kağıt, defter, silgi diye de isim verilebilirdi hepimize değil mi?


Hayatımız boyunca birlikte yürüdüğümüz, her saniyemizi birlikte geçirdiğimiz, bir parçamız olan bu isimlerin ciddi bir manevi katkısı olmalı hayatımızda. Kendi gözlemlerime dayanarak öyle de olduğunu düşünüyorum aslında. Mesela, ismi “Melek” olan çok arkadaşım oldu. Hala da var, eksik olmasınlar. Şöyle bir bakıyorum da, tanıdığım bütün “Melek” adındaki insanların pozitif bir ışığı var etrafına karşı. Biraz gizemli olabilir belki, ama pozitif. Hiçbir zaman “Melek” adındaki bir insanın itici, iğneleyici bir karaktere sahip olduğunu görmedim. Genelde huzurlu bir hava gözlemlemişimdir üzerlerinde...Melek gibi olduklarına yönelik bir iddia öne sürmek haddim değil tabiki...hiçbirimiz melek değiliz zira insanız, amma ve lakin, bu “Melek” adının o insanlara kattığı olumlu bir ışık olduğunu düşünüyorum. Hayatları boyunca da o ismin ışığında ilerlediklerine göre, hayatları boyunca diğer insanlara göre biraz daha huzurlu bir ışıkları oluyor...tabi bu benim nacizane, fikrim, gözlemim, bilimsel bir kanıt sunamayacağım önünüze.

İsim bu kadar önemliyken, insanların çocuklarına tuhaf isimler koymalarını anlamıyorum. Hele ki anlamı direk negatif mesajlar veren isimleri hiç anlamıyorum. Saygı duyuyorum tabiki, herkesin bir zevki var nihayetinde. Ama neden olumsuz isimler koyuyoruz çocuklarımıza?

Hıncal” mesela...adı üstünde “hınc al, hıncımızı al, öcümüzü al” diye bağırıyor isim...
Bu hırs niye? Ne bu şiddet eğilimi? Bu ismin sahibi nasıl rahat nefes alabilir diye düşünmeden edemiyorum..Neyseki çok kullanılan yaygın bir isim değil..

Ama çok kullanılan isimler de var. “Savaş” mesela...
Ya niye savaşıyoruz durup dururken kardeşim? 3 günlük dünya değil mi? Neyin savaşı? Niye Savaş koyuyoruz çocuğumuzun adını da en baştan savaşa meyilli yapıyoruz, Barışa meyilli yapmaktansa...ha bir de kardeşi olur bu çocuğun, onun adını Barış koyarlar. Ne kadar zıt halbuki...sonra bu iki kardeş birbirine zıt olunca da “iki kardeş bir türlü geçinemediler birbiriyle, hep didiş hep didiş” diye söylenirler...Başka ne olmasını bekliyordunuz ki?


Velhasıl, yüzlerce örnek verilebilir, herkesin vardır çevresinde buna benzer örnekler, tuhaf isimler, negatif isimler, negatif enerjiler... Ben nacizane, memleketimizde binlerce güzel, huzurlu, saf, temiz isimler varken, hırs dolu, nefret dolu, eziyet dolu, isyan dolu isimler koyulması taraftarı değilim...

Yakınlarda doğacak bebekler adına gündeme getirmek istedim bu konuyu sevgili anne ve baba adayları. Kulağıma fısıldadılar benim “no'lur ablacım söyle de bize güzel isimler koysunlar, eziyet çekmeyelim hayatımız boyunca” dediler...

Benden söylemesi...


10 yorum:

  1. yine duyarlı bir konu yakalamışsın.
    ne kadar haklısın.
    acaba çocuklara 18 yaşında kendi isimlerini seçme hakkı mı verilse. o güne kadarki isimler geçici olsun. severse devam etsin.

    birçok insan var, isminden utanan, söylemekten çekinen.

    YanıtlaSil
  2. isim gercekten onemli ya :)
    yazdiklarina katiliyorum.

    YanıtlaSil
  3. @deepblueeagle, bir arkadaşım da dedğin gibi isminden utanıyordu, beğenmiyordu ve 18 yaşında mahkemeye başvurup değiştirdi. Kendi istediği ismi kullanıyor ve mutlu! İsminden memnun olmayanlar yapabilir bence de...beğenmediğmiz bir ismi, ailemiz bize koydu diye ömür boyu taşımak zorunda değiliz kesinlikle...

    YanıtlaSil
  4. Tjaala çok teşekkür ederim ilgin için ;)

    YanıtlaSil
  5. isim gercekten çok önemli düşünüyorumda ismimi begenmeseydim degiştirirdim heralde çünkü kendimle ilgili en önemli kararı ben vermeliyim sonuçta hayatın boyunca öle hitap etcekler sana.

    YanıtlaSil
  6. Allah muhafaza ya Soyadın bu %100 gerçek isimler gibi olsaydı napardın :))) Cafer Cırt,Döndü Cort,Fedakar Pat,Vesile Aybaşı,Şaban Küt,Duran Tekerlek,Makbule Kılllbaldır,İzzet Angut,Yusuf Ziya Salakoğlu,Döndü Yuvarlak,Hatice Tüylü,Sultan Kaltak,Necati Yenge,Meliha Enişte,Cafer Yalar valla ben 18 der demez gider soyadımı değiştirirdim :)))

    YanıtlaSil
  7. :)) ben de değiştirirdim hemen :)) Herkes de değiştirsin bence. Kendilerine de yazık, etraflarında isimlerini anlamaya çalışan insanlara da, gelecek nesillere de... :)

    YanıtlaSil
  8. Ben de aynı şekilde düşünüyorum, her ismin belli bir enerjisi var ve gerçekten insana yansıyor bu. Herkes güzel isimler koysun, pozitif enerjiyle hayat bayram olsun :p

    YanıtlaSil
  9. evet yaa, doğru düzgün isim koysun herkes lütfen, içimiz kararmasın :))

    YanıtlaSil
  10. Hatta harfleri oluştururken çıkardığımız seslerin, bir insana o seslerle ömrü boyunca hitap edilmesinin etkisi olduğu söyleniyor, her harfin ayrı bir enerjisi varmış falan filan .d

    YanıtlaSil