Pazar gününün verdiği rehavetle birlikte önümde yoğun bir hafta beni bekliyor olmasına rağmen kahve keyfini bitirip de çalışmaya başlayamadım henüz. Bir yandan kahve keyfi derken bir yandan da takip ettiğim bloglardaki güncel yazılara göz gezdiriyorum. Bir baktım ki meğer birçok yere bahar gelmiş bile. Çayırlardan toplanan çiçeklerin resimleri paylaşılmış.
Benimse henüz bahar havasında dışarı çıkmışlığım yok bu yıl. Zira ben her çıkmaya kalktığımda ya yağmur ya da kar yağıyor. Keşke şu resimdeki gibi suyun kenarında bir çayıra atabilsem şimdi kendimi. Boylu boyuna uzansam saatlerce. Bir yanda dağ havası, bir yanda çayır çimen çiçek kokusu. Bahar kokuları...
İstanbul'daki güneşin aldatıcı olduğunu düşündüm hep Şubat ayına girdiğimizden beri. Zira geçtiğimiz yıl bütün Şubat ayı boyunca sürekli kar yağıyordu neredeyse. Fakat bu yıl arada geçen birkaç soğuk gün haricinde İstanbul'da Şubat ayı gayet bahar havasında geçti. Şimdi bir de baktım ki Şubat bitiyor zaten bu hafta. Hangi arada geldi, hangi arada bitti ve hangi arada ilkbahar geliyor aklım almıyor. Doğuda hala kar var halbu ki. Avrupa'da da öyle. Sevdiceğin olduğu yerde de...
Bu hafta iş sebebiyle önce Beyrut'a gideceğim, daha sonra da haftasonu için Almanya'nın Köln şehrine gideceğim. Hava durumuna internetten bakıp ona göre hazırlık yapayım dedim. Aradaki uçurum vahim. Zira Beyrut'ta bu hafta için gündüz 23 - 26 derece arasında değişen güneşli bir hava durumu gösteriyor. Köln içinse 0 - 5 derece arasında değişen, yağmurlu ve karlı bir hava durumu. Anlaşılan Beyrut için gömlek ağırlıklı, Köln için de kazak ağırlıklı bir valiz hazırlamak gerekecek.
Ne yalan söyliyim, Beyrut'a gitmek hiç içimden gelmiyor. Gözümde büyüyor adeta. Zaman ilerledikçe kuvvetlenen hislerim o taraflara gitmek sözkonusu olduğunda ayaklarımı bir adım geriye doğru çekiyor. Tabi birlikte olunan insanların, koşulların yaydığı enerjilerin de çok büyük etkisi var bu hislerin oluşmasında. Hava güzelmiş, baharmış bir önemi kalmıyor insan sevdikleriyle olmayınca. Neyse, siz baharın keyfini çıkara durun, ben yine yollara düşüyorum...